
Nedir Ahlak sizce? Ama gerçek manadaki Ahlak. Ben sözlük anlamını pek bilmem. Anlamam da.
Bana “AHLAK” nedir diye sorulsa; “Onsekizbin alemin Mustafa’sı (SAV), adı güzel, kendi güzel Hz. Muhammed (SAV)” derim.
Bana sorsalar Ahlak’ın gerçek manasını; Hz. Aişe’nin (AS); “O’nun ahlakı Kur’an ahlakıdır.”, dediği Kur’an-ı Kerim derim.
Ahlakın manasıyla şimdiki yaşadıklarımızı örtüştüremiyorum bir türlü. Aklım almıyor. Dört duvar arasında yaşanması gereken mahrem ilişkiler; otobüslere, minibüslere, parklara, bahçelere taşmış. Aylarca, birbirini bekleyen, gerek asker yolu bekleyen, gerek para biriktirip yuva kurmak için bekleyen gerçek sevdalıların yerini, kıyafet değiştirir gibi eş değiştiren çiftler alır olmuş. Büyüklerimize hürmeten, yüzüne bakamazken, babalar “Babalık”, analar “Analık” olmuş. Çocuklarımıza dokunmaya kıyamazken, konumuza komşumuza dahi güvenemez olmuşuz. Nereye bu gidiş?
Evlerimiz büyümüş villalarda oturur olmuşuz, kalplerimiz küçülmüş; eş, dost, akraba hele de anamız babamız sığmaz olmuş. Yaşlılarımızı bakımevinde unutulmaya yüz tutmuş iken, lüks tatillere giderken evde beslediğimiz kedileri, köpekleri; kedi-köpek otellerine bırakır olmuşuz. Sofralar büyümüş, nimetler çoğalmış, fakirlerle paylaşamaz olmuşuz. “ Allah rızası için bir ekmek parası” diye el açan zengin dilenciler yüzünden, gerçek ihtiyaç sahiplerine yardım edemez olmuşuz. Nereye bu gidiş?
Çöpler, onca aç insan varken ekmekle ve evlat hasreti çeken analar varken yeni doğmuş bebeklerle dolar olmuş. Nereye bu gidiş?
Teknoloji öylesine ilerlemiş ki, dünyanın bir ucuna ulaşabilme imkanımız varken, evimizde eşimize, çoluğumuza çocuğumuza ulaşamaz olmuşuz. Nereye bu gidiş?
Önceden gençlerin ahlakı kötü olmasın, yuvasını kursun, evinin yolunu bilsin diye temenni ederken, evli çiftler dahi evinin yolunu şaşırır olmuş. Yediden yetmişe her yaştaki insanın ahlakından korkar olmuşuz. Nereye bu gidiş?
En basit bir makinanın bile kullanım kılavuzu okurken, dünya ve ahiret hayatının kullanım kılavuzu olan Kur’an-ı Kerim’i okumaz olmuşuz. Nereye bu gidiş?
Şeytan dahi insanlardan kaçacak duruma gelmiş. Nereye bu gidiş?
Peki bütün bu olanlardan biz sorumlu muyuz? Emr-i bil maruf nehy-i anil münkerin anlamını bilmiyormuş gibi davranmalıyız? Nasıl düzeltebiliriz? Ya da düzeltebilir miyiz? Ya da düzeltmeli miyiz? Ya da el ele verip birşeyler yapabilir miyiz? Sadece nüfus cüzdanında dini içi yazan “İSLAM” değil de, ASR Suuresi’ndeki iman edenler gibi mi olmalıyız? Müdahale etmekten bile korkar olduk. Deve kuşu gibi başımızı kuma mı gömmeliyiz? Haksızlık karşında susan dilsiz şeytan mı olmalıyız? Ya da ortaya atılıp; ya şehit ya gazi mi olmalıyız?
Nereye bu gidiş?… Nereye bu gidiş?… Nereye bu gidiş?… Sizce nedir Ahlak? Ahlak nereye gidiyor? Ve Rabbim bize sessiz kaldığımız için hesap sorarsa ne diyeceğiz?
Tülay Durmuş
Maşallah Tülay Hanım büyük bir meselemiz olan
ahlaki gidişimiz yalın bir anlatımla bu kadar güzel anlatılır saatlerce konuşulacak meseleye kapıyı aralayıp bizlere tefekkür imkanı sunmuşmusunuz Rabbim kaleminizi güçlendirsin kalemiyle cihad edenlerden olasınız
Çok güzel yazı olmuş.
Ellerinize yüreğinize sağlık kardeşim
ALLAH razı olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Gidişimizi düzene koyanlardan eylesin