“İmtihan” kelimesi Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük uyarınca; direnme, dayanma, katlanma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum manasına gelmektedir.
Arapça olan bu kelimenin Türkçedeki karşılığı “sınav” kelimesidir.
İmtihan kelimesi Kur’an-ı Kerim’de iki yerde geçmektedir.
“Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah’ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.”
(Hucurat 3)
Bu ayetin tefsirine baktığımızda imtihanı kazanan kimselerin Allah’tan ﷻ korkan kimseler olduğunu görüyoruz.
Muhakkak ki seslerini Resul’ün ﷺ yanında kısanlar, indirenler, Resulullah’ın ﷺ sözlerini kendi sözlerine, ya da başkalarının sözlerine tercih edenler, hep onları konuşmaya, hep onları dinlemeye, hep onları gündeme getirmeye çalışanlar, Resulullah’ın ﷺ sözleri karşısında susmayı tercih edenler, sünnete karşı teslimiyet gösterenler var ya, işte onlar Allah’ın ﷻ kalplerini takvayla denediği, çeşitli imtihanlarla kalplerini takvaya alıştırdığı, takvaya yatıştırıp ehil hale getirdiği yiğitlerdir. İşte onlar kalplerini Allah ﷻ ve Resul’üne ﷺ karşı sevgiyle, takvayla doldurduğu kimselerdir. Onlar için mağfiret var, kusurlarının örtülmesi var, eksiklerinin tam kabul edilmesi ve büyük bir bağış vardır.
Bir konuda Resul’ün ﷺ sözünü işittiğimiz, onun bir sünnetini gördüğümüz, bir uygulamasına şahit olduğumuz anda hemen susacak ve teslim olacağız. O konuda itirazda bulunmayacağız. Kendi fikrimizi, kendi değer yargımızı bir kenara bırakıp Resul’ün ﷺ değer yargısını öne alacağız. “O diyorsa doğrudur, O bizden daha iyi bilir,” diyeceğiz. Kendimiz susup teslimiyet gösterdiğimiz gibi, çevremizdekilerin de susup dinlemelerini sağlayacağız. İşte o zaman takvamız açığa çıkacak, Rabbimiz de kalbimizi takvaya alıştıracaktır.
(Besairul Kur’an)
Hucurat suresinde ahlâkî hükümler vardır, imtihanı kazanmak için Allah’tan ﷻ korkulması gerekir.
İmtihan kelimesi bir de imtihan olunan kadın manasına gelen
“Mümtehine” suresinde geçmektedir.
“Ey iman edenler! Mümin kadınlar, hicret etmiş olarak size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanını en iyi bilendir. Onların mümin olduğunu öğrenirseniz, kendilerini kâfirlere geri çevirmeyin. (Mümin) kadınlar (kâfir) erkeklere, (kâfir) erkekler de (mümin) kadınlara helal değildir. (Eski kocalarının, kadınları için) harcadıklarını onlara verin. Onlara mihrlerini verdiğiniz takdirde, kendileriyle evlenmenizde bir beis yoktur. Kâfir (kadınları) nikâhınızda tutmayın. Onlara harcadığınızı isteyin, onlar da harcadıklarını istesinler. Bunlar, Allah’ın hükmüdür. Sizin aranızda hükmeder. Allah, (her şeyi bilen) Alîm, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakim’dir. (60/Mümtehine, 10)
Hicret eden bu kadınlar, gerçekten inanıp inanmadıklarını anlamak için bir imtihana tabi tutulmalıdırlar. Gerçekten inanmış iseler kâfirlere tekrar geri çevrilmeyeceklerdir.
Bu mümin kadınlar, artık eski kâfir kocalarına helâl değildir.
Kâfir kocaların bu kadınlara ödedikleri mihrler geri verilerek, onların nikâh bağından kurtarılacaklardır.
Mihrlerini vermek suretiyle Müslümanların bu kadınlarla evlenmelerinde bir sakınca yoktur. Bundan böyle Müslümanlar da kâfir kadınları nikâhları altında tutmayacaklardır.
Küfürlerinden dolayı kendilerinden kaçıp kâfirlere katılan kadınlara vermiş oldukları mihrleri geri isteyeceklerdir.
Müşrikler de, Müslümanlara gelip katılmış olan kadınlara verdikleri mihrleri geri isteyeceklerdir.
Bu ayetle aynı zamanda Müslümanların müşrik kadınlarla evlenmeleri veya daha önce evlenmiş bulundukları müşrik kadınlarla nikâh ilişkilerini sürdürmeleri yasaklanmıştır.
(Ömer Çelik Tefsiri)
Resulullah Efendimiz ﷺ onları imtihan etti. Onlara yemin ettirdi. “Kocana buğzetmeden, ondan kurtulmaktan ötürü yahut burada bir şeylere ulaşmak niyetiyle hicret etmediğine yemin ediyor musun? Allah ﷻ ve Resul’üne ﷺ iman ve muhabbetten başka bir sebeple hicret etmediğine yemin ediyor musun?” diye yemin ettirdi.
(Besairul Kur’an)
Bu iki ayet üzerinde düşündüğümüz zaman anlıyoruz ki, imtihan olmak, dayanma, direnme ister, zordur ama hayatımıza da anlam verir ve hayatımızı şekillendirir. Tecrübe kazanmamıza da yine imtihanlar vesile olur. İmtihan olunması şarttır, güçlü olmak istiyorsak imtihandan kaçmamalı, imtihanlarla güçlenmeli, zorlukları yenmeliyiz.
Aslında hepimiz biliriz ki yetişkin, olgun bir insanın hayatının her bölümü imtihanlarla doludur, bu durum ölene kadar devam eder.
Nedense bazı küçük imtihanlar bizi daha çok heyecanlandırır, sınavlardan her öğrencinin korkması, sınavları sevmemesi, sınavlardan alacağı sonuçları doğru algılaması ile ilgilidir. Dünyevi bir iş veya herhangi bir okulu kazanmak için girilen imtihanlardaki sonucu aldığımız puanlarla değerlendiririz, alınan puan çok yüksek olabilir, girmek istediğimiz yere girebiliriz, hedeflediğimiz en yüksek puana da ulaşabiliriz ama bunları yaparken büyük imtihanı da kaybetmeden, kulluk imtihanının bir kaç saatlik değil ömür boyu sürdüğünü unutmadan yapmamız gerekir.
Allah’ın ﷻ imtihanı, Allah’a ﷻ saygı ile kazanılırken, dünyadaki çeşitli sınavları kazanmak da yine Allah’tan ﷻ sakınmak , O’na sığınmak, başarıyı Allah’tan ﷻ bilmekle mümkün olur.
Sınav sonucu ne olursa olsun, eğer kalbimiz, Allah’a ﷻ karşı tam teslimiyette ise, O’nun verdiğine karşı itiraz etmeden razı geldiyse biz kazananlardan oluruz, aksi hâlde “biliyordum ama heyecanlandım”, “dilim tutuldu”, “biliyordum ama elim yanlışlıkla farklı şıkkı işaretledi” gibi bahanelerle kendimizi oyalamaya çalışırız.
Unutmamalıyız ki başarı Rabbimizdendir, eğer biz O’nun bize verdiğine kanaat eder ve şükredersek, verdiklerini de mutlaka artıracaktır, bizi başarılı kılacaktır.
“Başarım ancak Allah’tandır, O’na güvendim; O’na yöneliyorum”
(Hud 88) demeliyiz ki, neyi başardıysak, ancak Allah’ın ﷻ yardımı ile olduğunu bilelim, kendi gücümüze güvenmeden, kendimizi kimseyle kıyaslamadan, kendimizi yermeden çalışmaya devam edelim.
Özellikle ilim yolcularının, imtihan konusunda çok dikkatli olmaları, niyet konusunu daima akıllarında tutup, Allah ﷻ için öğrenmiş oldukları ilme başka niyetler karıştırmadan Allah’tan ﷻ sakınarak ve korkarak öğrenmeye devam etmeleri, imtihanı kazanmalarına ve başarıya ulaşmalarına vesile olacaktır.
Ey ilim talebesi senin gerçek imtihanın kendi nefsini terbiye etmen, kalbini arındırıp, Allah’ın ﷻ dışında o kalpten her şeyi çıkarmandır. Sana sunulan hediyeler, çeşitli süsler sakın seni oyalamasın. Senin hedefin, övülsen de yerilsen de Allah’a ﷻ ulaşmak olsun. Selâm olsun kendi nefsiyle uğraşıp nefsini arındırıp, kalbini Allah’a ﷻ bağlayanlara , Allah’tan ﷻ hakkıyla korkup, gerçek imtihanı kazananlara….
01 Haziran 2024
24 Zilkade 1445
Sevgi Yağcıoğlu