Kehf Suresi Bize Ne Anlatır?

Kehf suresinde anlatılan dört hikâye aslında birbirini tamamlayan ve dünya hayatında şuurlu bir mümin olarak nasıl bir duruş sergilememiz gerektiği konusunda bize yol gösteren olayları kapsıyor. Sure ilk olarak bulundukları dönemde mevcut otoriteye karşı çıkarak her şeylerini kaybetme pahasına bir mağaraya sığınan gençlerin hikâyesi ile başlıyor. Bu gençler toplumun ileri gelen ailelerinin çocukları olmalarına rağmen her şeylerini kaybetme pahasına tek bir Allah’ın varlığını kabul ederek Müslüman oluyorlar ve inançları uğruna dünya hayatının onlara sunduğu bütün nimetleri bir kenara atıp kehflerine (mağaralarına) sığınıyorlar.

İkinci hikâye ise bahçe sahiplerinin hikâyesidir. Burada Kur’an bize yaptığımız ve yapacağımız her işte aslında Allah’ın iznini ve rızasını gözetmemiz gerektiği noktasında ibret dolu bir hikâye sunuyor.

Bahçe sahiplerinden biri kendine sunulan güzel nimetleri ve elde ettiklerini Allah’ tan değil de kendinden biliyor ve işte bu noktada kaybediyor.

Üçüncü hikâye ise Musa Aleyhisselam ve Hızır Aleyhisselam’ın hikâyesidir.

Bu hikâyede ise Hızır Aleyhisselam’ın yaptıkları ve Musa Aleyhisselam’ın bu yapılanlara olayların arka planını bilmeden anlam veremeyip itiraz etmesi ve tepki göstermesi durumu anlatılmaktadır ki bu durum bizim hayatımızda yaptığımız temel bir yanlışa işaret etmektedir. Hayatımızda cereyan eden ve anlam veremediğimiz ve hatta isyana kapıldığımız olayların aslında Allah’ın izni olmadan gerçekleşmediği gerçeğine olan imanımızın bir mümin olarak kazanmamız gereken bir haslet olduğu nakşediliyor bu hikâyede.

Suredeki dördüncü hikâye ise Hz. Zülkarneyn’in hikâyesidir ki aslında iman dolu kalbiyle dava adamı bir müminin hikâyesidir. Hz. Zülkarneyn Allah’a iman gücüyle ve Allah’ın dinini yayma inancıyla öyle bir yola çıkıyor ki Rabbi ona bütün zorlukları kolaylaştırıyor ve onu halifesi yapıyor. Hz. Zülkarneyn Rabbinin kendisine verdiği bu gücün farkında olarak durmadan yılmadan çalışıyor ve dini İslam’ı en ücra diyebileceğimiz coğrafyalara yayıyor. İşte burada bize bir Müslümanda olması gereken azim örneği detaylıca sunuluyor.

Kehf suresi her dönemde Allah’ın Müslümanlardan göstermelerini beklediği duruşu ve izlemeleri gereken yolu gösteren ve bir Müslümanın sorumluluğunun hiç o kadar da hafif olmadığını ifade eden bir suredir. Evet, müminin sorumluluğu sadece kendi için çalışmaktan ya da dini kendi için ifa etmekten ibaret değildir. Her şeyden elini çekip sistemin tabiri caizse kölesi olmak değildir. Mümin uyanık olmalı, çalışkan olmalı ve her daim Allah’ın dinini yaymak ve sisteme entegre etmek gayreti içinde olmalıdır.

Kehf suresinde başlayan mağara arkadaşları hikâyesi bir Müslümanın hiçbir otorite karsısında eğilmemesi yalnızca Rabbi karşısında eğilmesi ve O’nun kurallarına uygun yaşaması gerektiğini belirtir, böyle yaşayan bir Müslüman bundan sonra yaptığı işlerdeki başarısının mutlaka Allah’ın izni ile olduğu idrakinde ve bilincinde olarak işlerini sürdürmelidir ki bu durum bahçe sahipleri hikâyesinde verilir. Sonrasında bir Müslüman başına gelen her türlü olayın Allah’ın izni ile olduğu idrakinde olmalıdır ve böyle bir teslimiyetle işine devam etmelidir. Bunun örneği Hz. Musa’nın hikâyesinde de anlatılır, bu nitelikleri içselleştiren bir Müslüman Allah’ın dinini yaymak ve alanında en iyi ve örnek bir Müslüman olmak için çalışmalıdır ki bu durum Hz. Zülkarneyn hikâyesi ile anlatılmıştır, bir zamanlar tarih yazan, tıp, astroloji, matematik ilminde çığır açanlar Müslümanlardır. Bizden beklenen köşemize çekilip oturmak değil, Kur’an ilmi ile ilimlenip yine onun ışığında çağ açmaktır.

Neden Müslümanlar şu an batının dayattığı finans sisteminin içinde bocalayıp duruyor, neden alternatif bir sistem üretilemiyor, neden toplum olarak her alanda daha geride kalıyor? Hâlbuki Kuran her ilmin anahtarını veriyor. Müslümanların son dönemlerde içine düştükleri durumum sebebi maalesef Kehf suresindeki bu misalleri anlamamaları ve layıkıyla yaşama gayreti içinde olmamalarıdır. Rabbim hepimize bu gerçekleri anlayıp uygulamayı ve Kura’ da geçen salih amelleri yapabilecek idrake eren kullarından olmayı nasip etsin İnşaAllah.

Öğrencilerimizden:
Ayşenur Güngör

Bir cevap yazın