( karae/ ikra, tilâvet et, tertiline uygun oku)
(/قرأ اقرأ ،تلا/ أتل ، رتل )
Kur’anda ilk inen âyetler, Alak suresi ilk beş âyetleridir
“اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ”
1 . Yaratan Rabbinin adıyla oku! (96/1Alak)
Bu âyetle, insanlığa inen bu dinin öğrenmeye ve öğretmeye verdiği önem vurgulanır.
Rasulullah sallalahu aleyhi ve sellem, okuma yazma bilmediği halde bu emre muhatap olmuştur.
Tahrir ve Tenvir Tefsirinde İbni Aşur’a göre; oku emriyle inecek vahye dikkat çekilmiş, önemli olduğu tekid edilmiştir. Sonrasında da Cibril aleyhisselam Rasulullah’a âyetleri öğretmiştir.
Kur’an kelimesi 68 âyette geçmektedir.
Bu kelimenin bir kaç manası zikredilmiştir. Kendisine ulaşılan, doğrulayan, toplayan manaları ( قرن ) karene den gelirken, hemze ile yazılışı da okumak manasındadır.
“Kur’an ” kelimesi , Doktor Ali Cuma’ya göre; tilavet kelimesinden daha geniş ve daha kapsamlıdır. Kıraat kelimesi hem sesli hem de sessiz okumayı ifade ederken, tilavet kelimesi ise daha özel olup, Kur’an’ın özel bir edası ile yüksek sesle okunması manasına gelir.
Kelimenin ; تلا ،يتلو، اتل ، تلاوة Kur’an’da, 63 âyette geçer.
Tertil kelimesi sadece iki âyette geçer. (Furkan 32. Müzzemmil 4)
رتل يرتل ترتيلا، رتَّلَ يُرتِّل ، ترتيلاً ، فهو مُرتِّل- مصدر رتَّلَ.
Sözlükte, bir şeyin düzenlenmesi, uyumlu olması, kelimelerin akıcı ve kolayca okunması manasına gelen kelime; harflerin mahreç, sıfat ve tecvit kurallarına uygun olarak yavaş yavaş okunması olarak tarif edilir.
Okuyacağız! tefekkür ederek, kainatı da okuyacağız, tilavetle Allah’ın âyetlerini edasına uygun olarak okumasını öğreneceğiz. Tertil emri ile de daha güzel, akıcı ve kurallara uygun okumaya gayret edeceğiz.
Kur’an’ın dili Arapçadır.
اِ”نَّٓا اَنْزَلْنَاهُ قُرْءٰنًا عَرَبِيًّا لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ”
“Şüphesiz ki biz, akledip (anlayasınız) diye onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik”. (12/Yûsuf, 2)
Bu âyetin tefsirinde, dilinin Arapça olarak seçilmesi, tüm insanlara Arapça olarak gönderildiği ve insanların da Kur’an’ı anlayabilecek kadar Arapça da öğrenebilme imkân ve kabiliyetinin olacağını, aklını kullananların Kur’an’ı anlayabilecekleri işareti vardır.
Kur’an okumaya başlamadan önce, kendimizi bu mübarek kelamın ruhuna uygun hâle getirmeli, insanlardan ve cinlerden, görünen ve görünmeyen her türlü kötülükten, Şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınarak tilavete başlamalıyız. Gerçekten O, kendisine sığınanları korur. Çünkü El Hafız -korumak, Rabbimizin isimlerindendir. Yeter ki, O’nun öğrettiği gibi gönülden söyleyelim, O’na yönelelim.
فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ” الرَّج۪يمِ “
“Kur’ân okuyacağın zaman kovulmuş/taşlanmış şeytandan Allah’a sığın.” (16/Nahl, 98)
Başkası okurken de tam bir sükûn hâli olmalıdır. Tüm benliğimizle dinlemeliyiz, gönlümüzle, kulaklarımızla , tüm hücrelerimizde bunu hissetmeliyiz.
Kim kurtuluşa ermek isterse; Kur’an’ı, iyi dinlemelidir, susmalıdır. Bu Rabbimizin buyruğudur.
“وَاِذَا قُرِئَ الْقُرْاٰنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ “
(Kur’ân’ın insanı basiretli kılan, hidayete erdiren ve rahmete eriştiren ayetlerinden istifade etmek istiyorsanız) Kur’ân okunduğunda onu dinleyin ve susun ki merhamet olunasınız. (7/A’râf, 204)
Kur’an-ı okuduk, dinledik, sonrasında Kur‘an’a uymak, tabi olmak gerekir ki Kur’an’a uyanlar doğru yola ulaşırlar; Âyetinin sırrına erişilmiş olsun.
“اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْرًا كَب۪يرًاۙ “
Şüphesiz ki bu Kur’an, en doğru olana iletir ve salih amel işleyen müminleri onlara büyük bir ecir olduğu (gerçeğiyle) müjdeler. (17/İsrâ, 9)
Doğru yola ulaşmış, salih ameller işleyen müminler, Kur’an okudukça, kalpleri yumuşar, imanları güçlenir, Allah’a yaklaştıklarını hissederler.
Rabbimiz bizi sürekli Kur’an okumaya teşvik etmektedir çünkü; Kur’an tilavetiyle aydınlanırız, huzura kavuşuruz.
انَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ ا۪يمَانًا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَۚ “
“Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığında kalpleri ürpertiyle titrer. O’nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler”. (8/Enfâl2)
İmanları kuvvetlenmiş, Allah’a tevekkül etmiş mü’minler; Kur’an tilavetini gerektiği gibi, hakkıyla okuyanlar, kitaba gerçek manada inananlardır .
“اَلَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَتْلُونَهُ حَقَّ تِلَاوَتِه۪ۜ اُو۬لٰٓئِكَ يُؤْمِنُونَ بِه۪ۜ “
“Kendilerine verdiğimiz Kitab’ı hakkıyla (içindekilere inanıp, gereğiyle amel ederek) okuyanlar; işte bunlar Kitab’a hakkıyla iman ederler.”
Nebilerin babası ibrahim aleyhisselam Kâbe’yi inşa ettikten sonra dua etmiştir. Allah’ın selâmı O’nun üzerine olsun. Duası kabul edildi ki O ne anlamlı bir duadır.
“رَبَّنَا وَابْعَثْ ف۪يهِمْ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكّ۪يهِمْۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ۟”
” Rabbimiz! Onların arasından kendilerine senin ayetlerini okuyan, Kitab’ı ve hikmeti öğreten ve onları arındıran bir resûl gönder. Şüphesiz ki sen, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) El-Hakîm’sin. “
(2/Bakara, 129)
Nebilerin babası olma şanına lâyık olan, İbrahim aleyhisselam gibi dua edelim. Bizim de neslimizden Kur‘an ayetlerini tilavet eden, kitabı ve hikmeti öğreten âlimler, salih zürriyet olsun.
Bize kitabı okuyan Rasullerin gelmesi en büyük nimetlerden ve bu Rasullerin yolunu takip eden nesle sahip olmak da nimetlerin kemâlidir.
Her Müslümanının vazifesi, Allah’ın ayetlerini okumak, Kitabı ve hikmeti öğrenmek ve nefsin kötülüklerinden arınmak için çaba göstermek olmalıdır.
Bize gönderilen kitabı, vahyi okumalıyız, tilavet etmeliyiz. Bu emir Ankebut ve Kehf suresindeki âyetlerde geçmektedir;
“اُتْلُ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ”
“Sana vahyedilen Kitab’ı oku”
(Ankebut 45)
“وَاتْلُ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَۚ”
“Sana Rabbinin Kitabı’ndan vahyedileni oku”(Kehf Suresi 27)
Bu kitabı hakkıyla okumak, elbette, içindekileri bilmek ve uygulamakla olacaktır.
Kur’an’ı okuyalım! Gece- gündüz, gizli- açıktan, sesli-sessiz, özel edası ile, tecvit kuralları ile, tertiline uygun olarak mutlaka okuyalım. Her zaman elimizin altında kolayca ulaşacağımız yerde bir Mushaf olsun. Evimizde en fazla olan kitap, Kur’an olsun. Her odada elimizi uzattığımız,kolayca ulaşacağımız yerde olsun . Onu okumak, büyük mükafatlara vesiledir. İbadettir, rahmettir, berekettir, mutluluktur.
Anlasak da anlamasak da okuruz ama anlayınca daha bir mutlu hissederiz kendimizi. O zaman Onu anlamak, hayatımızın en büyük gayesi ve hedefi olsun.
Okuduğumuz tüm kitaplar aslında, Kur’an’ı anlamaya vesile oluyorsa faydalıdır, ondan uzaklaştırıyorsa ziyandır, oyalanmadır.
Kur’an, en güzel dost, en iyi arkadaş, en iyi yoldaştır. Sen sadece ona önem ver. Onu hakkıyla sev, oku, harflerinin hakkını vermeye çalış. Lezzetine ereceksin. Kur’an senin için vazgeçilmez bir kitap olacak. Hiç bıkmadan usanmadan okuyacak, okuyacak, okuyacaksın.
Kana kana, o Kur’an menbaından içmek, Kur’an ile yükselenlerden olmak, Kur’an sevgisi ile dolup taşmak, Kur’an ehli olmak, Allah’ın özel seçtiği kullarının arasına girmek Kur’an’ı sevmekle, yaşamakla, ahlâkı ile ahlaklanmakla olur.
اِنَّ الَّذ۪ينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللّٰهِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَۙ
Hiç şüphesiz, Allah’ın Kitabı’nı okuyan, namazı dosdoğru kılan ve rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık olarak infak edenler; zarara uğramayacak bir ticaret umarlar. (35/Fâtır, 29)
Bu özelliklere sahip olarak Kur’an okuma şerefine nail olmuş mümin kul, artık Kur’an ile dost olmuştur. Onu okurken hiç acele etmez, her kelimenin, her harfin mucizesini anlamak, hissetmek ve yaşamak ister. Kalbindeki imanın daha çok kök saldığını, sağlamlaştığını hisseder. Kur’an’ı her okuyuşunda, farklı bir ufuk açılır. Her defasında yeni şeyler öğrenir. İnanmayanlar ise, sadece bir defada her şeyin inmesini, bir defada her şeyin anlaşılmasını isterler.
“وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْاٰنُ جُمْلَةً وَاحِدَةًۚ كَذٰلِكَ لِنُثَبِّتَ بِه۪ فُؤٰادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْت۪يلًا “
“Kâfirler dediler ki: “Kur’an onun üzerine bir seferde indirilseydi ya!” Böyle (parça parça) indirdik ki kalbini sağlamlaştıralım. Ve onu tertil üzere/ağır ağır okuduk. (25/Furkân, 32)
Kur’an’ın istenen etkiyi göstermesi için onun parça parça ve ağır ağır yani tertil üzere okunması gerekir. İyice bellemek ve derin düşünebilmek; işte ulaşılması gereken hedef budur.
Rabbimiz bize Kur’an okumakla ilgili âyetleri 133 defa zikretmekle, Kur’an’ı okuyan ve yaşayanların, kurtuluşa erenlerden olacağını da müjdelemekteyken; sadece yılda bir kez, Ramazandan Ramazana eline alanlar, bu kitaptan az nasiplenirler. Her gün Kur’an okumaya çalışalım ama düzenli olmasına gayret ederek. Herkes kendi gücü nispetinde, kırk günde bir Kur’an’ı baştan sonuna kadar okuyan, hatmeden olduğu gibi ayda bir, on beş günde bir, on günde, bir haftada hatmedenler de vardır. Sahabeden Abdullah bin Mes’ud Radiyallahu anhu ise üç günde bir hatim yapardı. Ne kadar çok okursak, o kadar fazla faydalanırız. Öyle mübarek bir kitabımız var ki; kimileri onun harflerine ağırlık vermişler, tecvit ilmine yoğunlaşmışlar, kimileri anlamaya çalışmışlar, tefsir ilmi ile ilgili eserler bırakmışlardır. Kimileri edebî yönüne belagat ilmine, kimileri âyetlerin tahliline nahiv ilmine, Kur’an’daki kelimelerin yapısına sarf ilmine, hükümleri bildiren fıkıh ilmine yönelmişler. Kur’an bize farklı ufuklar açar. Anlamadan zevkle defalarca, bıkmadan okuduğumuz tek kitaptır Kur’an. Yeri gelir kıssalar anlatır, tarih olur, geçmişten haber verir. Nerden geldiğini ve nereye gideceğini bildirir. Yeri gelir bize vaatler, mükafatlar, müjdeler verir. Uyarır, korkutur, müjde ve ümit verir. Teselli eder, nasihat verir, yoluna, geleceğine ışık tutar.
Okudukça rahatlarsın, okudukça hayatının anlamı değişir. Öyle mucizeler doludur ki; sen kırk senedir okusan da ona yetişemezsin. Ezberlesende mutlaka ondan alacağın, öğreneceğin çok şeyler vardır. Ömrünün tamamını versen bile o hep üstündür. Sana “yeteri kadar istifade edemedim” şuurunu hissettirir.
Kur’an’ım! Kalbimde ol, beynimde ol, hareketlerimde ol, ahlâkım ol. Biz de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gibi, yeryüzünde yürüyen canlı Kur’anlar olalım. Kur’an ile yatalım, Kur’an ile kalkalım. Bugün “Kur’an okumadan duramam, olmazsa olmazımdır Kur’an” diyelim. Bizleri Kur’an’a bağlı kullarından kıl Allah’ım!!
Ey Rabbimiz! Bizlere zarar etmeyecek bir ticaret ver. Senin kitabını okumayı, namazı dosdoğru kılanlardan olmayı, gizli ve açıktan infak edebilmeyi bizlere lütfet.
Kur’an’ı tertiline uygun olarak okuyup, kalbini Kur’an ile sağlamlaştıranlara selâm olsun!
Kur’an ehli olmamız duası ve ümidiyle…
Sevgi Yağcıoğlu
17 Mayıs 2022, Salı
1443 16 Şevval
Kaynak: Meanil Kur’an
Allah razi olsun hocam . Rabbim ilminizi artirsin.
Rabbim hem Kur’an’ı okuyup anlamayı hem de kâinatı okuyup anlamayı ve rızasına uygun yaşamayı nasip ve müyesser eylesin hocam Allah sizden razı olsun 🤲❤️