Regaib Gecesi

Rağbet kelimesi sözlükte; istek, arzu, iyi sayılmak, bir şeyi çok iştiyakla istemek, ihlasla dua etmek, teveccüh etmek, beğenme, itibar gibi manalara gelir.

Bu kelime Kur’an’da şu şekillerde geçer; يَرْغَبُ, وَتَرْغَبُونَ, يَرْغَبُوا , رَغَبًا, فَارْغَب,
رَاغِبُونَ, أَرَاغِبٌ.

Kur’an’ı Kerim’de bu kelimeye hem fiil hem de isim olarak şu surelerde rastlarız:

Bakara 130, Nisa 137, Tövbe 59 ve 120, Meryem 46, Enbiya 90, Kalem 32, İnşirah 8.

Bakara Suresi 130. ayetteki “yerğabû” kelimesinin kökü rağabe (رغب) olup فِي veya إِلَى ile kullanıldığında Türkçe ’de de kullandığımız gibi ‘rağbet etme, arzulama’ anlamına gelir.

( عَنْ) Harfi ceriyle birlikte kullanıldığında ise yüz çevirmek, rağbet etmemek manasını kazanır. Zıt anlamlı kelimelerdendir.

Tabii ki Kur’an’da geçen şekliyle bizim üzerinde duracağımız Regaib Gecesi veya Kandili konusunun uzaktan veya yakından bu ayetlerle alakası yoktur, sadece kelime manasını anlamak ve Kur’an’da nasıl kullanıldığını görmek amacıyla bunlar zikredilmiştir.

Bu gece Osmanlı döneminde II. Selim (1566-1574) zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için “Kandil” olarak anılmaya başlamıştır.

Hafız ibni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Recep ayında oruç tutma, namaz kılma, faziletli şeyler yapma, sadaka verme ve salih ameller işleme hususunda gelen bütün hadisler, uydurma olup asılsızdır.”

Tebyînu’l-Aceb Bimâ Vuride Fî Fadli Receb İmam Tartuşi (Rahmetullahi Aleyh) ise şunu eklemiştir:
“Recep ayındaki Regaib namazı ise, Beytu’l-Makdis’de bizim bulunduğumuz yerde, hicri 480 senesinde ihdas edilmiştir. Bundan önce bu namazı ne gördük ne de duyduk!”
(Tatusi El-Havadisu ve’l-Bida’i 133)

Hafız Ebu’l-Hitab (Rahmetullahi Aleyh) ise şunu söyler:
“Regaip namazını uydurmakla itham edilen kimse Ali bin Abdullah ibni Cahdami’dir. Bu hadisi meçhul olan raviler üzerine uydurmuştur! Bu raviler hiçbir kitapta mevcut değildir!”
(Ebu Şame El-Baisu Ala inkari’l-Bida’i ve’l-Havadisi 30)

İmam Nevevî bu konuda şunları söylemiştir: “Receb ayının ilk Cuma gecesinde akşam ile yatsı arasında on iki rekât olarak kılınıp Regaib namazı diye bilinen namaz da Şaban ayının ortasındaki [Berat] gecesinde kılınan yüz rekâtlık namaz da bid’attır ve çirkin bir münkerdir. Sakın bu namazların Kûtu’l-kulub ve İhyâu ulûmiddin gibi eserlerde geçiyor olmasına ve bu konuya ilişkin birtakım hadisler rivayet edilmesine aldanılmasın. Zira bunların hiçbirinin aslı yoktur. Yine bu konuyu karıştırarak bu iki namazı kılmanın müstehap olduğuna dair yazılar kaleme alan imamlara da asla aldanılmasın!” (Nevevî, el-Mecmu’, IV, 56)
Bu zikrettiğimiz deliller bu geceyi kutlamayı yanlış görenlerin görüşleri olup, Arap camiasının büyük çoğunluğu bu geceyi kutlamamaktadır.
Bununla beraber, bu gecenin özel bir gece olduğunu söyleyenler de vardır. Onların da kendilerine göre zikrettiği deliller kaynaklarda mevcuttur.
Bu mesele içtihadî bir mesele değildir, eğer deliller sağlamsa, kitap ve sünnet ve sahabenin yaptığı bir ibadetse kimsenin buna itirazı olamaz, değilse de elbette reddolunur. Bize düşen vazife, ilmi kaynağından almaktır. Bu meseleyi hassasiyet haline getirip iki tarafın birbiri ile cedelleşmesi, tartışması da güzel sonuçlar vermez.
Herhangi bir yere veya geceye kutsallık veren, ilahî bir hüküm olmalıdır. Ayet veya hadisle biz bunu biliriz, hadislerin de kaynağının sahih olması gerekir.
Rabbimiz hepimizi ilmin asıl kaynağına ulaşıp gerçek doğrulara ulaşanlardan, arınanlardan, sünnete tabi olan kullarından eylesin.

Derleyen :
Sevgi Yağcıoğlu

Bir cevap yazın