Zengin ve zenginlik deyince ilk aklımıza gelen, servet ve mal varlığıdır.
Dünya nüfusunun takriben sekiz milyara ulaştığı günümüzde, dünyanın en zenginlerinin listeleri yapılır ve mal varlıkları da dünyaya duyurulur. Bununla bize dünyayı yöneten büyük gücün para ve bu parayı elinde tutanların olduğu mesajı verilmek istenmekte veya bu şahısların saygıya lâyık değerli kişiler olduğu da vurgulanmaktadır.
Bir köyün zengini ile kasabanın zengini kıyaslanamayacağı gibi bir kentin zengini de dünyanın zengini ile elbette kıyaslanamaz. Zenginlik ölçüsü, ülkeden ülkeye farklılık göstermekte olduğundan, bir ülkenin zengini başka bir ülkede normal ölçülerde yaşayan bir insan kabul edilebilir.
Zengin kelimesi dilimize nereden girmiştir ve anlamı nedir?
Sözlük anlamı:
Varlıklı olan, parası ve malı çok olan, ayrıca kendisinde istenilen özellikler bulunan manalarına gelen kelimenin , Farsçadan Türkçeye geçtiğini , Farsça sangīn سنگين “(kıymetli)taşlarla süslü, pahalı, değerli” manasındadır.
Kur’an-ı Kerim’de ise bunun karşılığı ganiyy, kelimesidir ve bu kelime
Kur’an’da on yedi kez geçmektedir.
Rabbimiz kendisinin ” ganiyy ( zengin ) olduğunu ve tüm insanların da O’na muhtaç olduğunu Fatır suresinde bize bildirmektedir.
” Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.”
(Fatır 15)
İslâm’da zenginlik, mal varlığının çokluğu yerilmemiş ancak bu malları israf ederek harcamak, imkânları hayırda kullanmamak yerilmiştir. Dünyadaki Müslümanların durumlarına bakanlar, fakirliği Müslümanların kaderi sanmaktadırlar. Bu yanlış bir değerlendirme olup, zenginlik de fakirlikte, her ikisi de imtihan, deneme sebebidir.
Allah azze ve celle “insana ancak çalıştığının karşılığı vardır “(Necm suresi 39) buyurarak bizleri çalışmaya teşvik eder. Bize ne kadar rızık vereceğini elbette Rabbimiz tayin eder.
Bizler ne kadar rızık sahibi olacağız bilemeyiz. Rızık veren Rabbimizdir, bize düşen sadece O’nun helâl kıldığı yollardan rızık temini için gayret göstermektir.
Allah azze ve celle gönderdiği peygamberlerden zengin olanlar da fakir olanlar da vardı. İbrahim aleyhisselam, Eyyüb aleyhisselam, Davud aleyhisselam, Süleyman aleyhisselam , bunlar varlıklı peygamberler olup, Süleyman aleyhisselama verilen mülk kimseye verilmemişti.
Ayrıca Rasullulah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından da; Osman ibni Afvan radıyallahu anhu, Abdurrahman ibni Avf radıyallahu anhu, Talha bin Ubeydullah radıyallahu anhu, Zübeyr ibni Avvam radıyallahu anhu, Sa’d bin Muaz radyallahu anhu gibi niceleri zengin, varlıklı sahabiler olarak zikredilir.
Fecr suresi 15 ve 16.âyetler de ifade edildiği üzere; insana nimetler, bol rızıklar verilmesi de imtihan, deneme olduğu gibi fakirlik de bir deneme, imtihandır.
Bizlere nimet olarak verilen her şey aslında bize emanet olarak verildiği için Rabbimiz bunların kullanım alanlarını da yine bize bildirmiştir.
Kur’an’da infak yani Allah yolunda harcama yapılmasını teşvik eden âyetler çoktur.
“Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.
(Bakara Suresi 254. Âyet)
Burada Rabbimiz “size verdiğimiz rızıktan ” derken, rızık verenin kendisi olduğunu vurgulamaktadır.
Ayrıca Zariyat suresindeki âyette ise bu mallarda fakirlerin, isteyenlerin hakkı olduğu vurgulanmaktadır. “Benim malım” dediğiniz mallarda birilerinin hakkının olması; bu gerçekten çok önemli bir noktadır. “Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır” Zâriyât Sûresi19. Âyet
İşte teslimiyet sahibi, takvalı Müminler bunu bilir ve uygularlar. Bunu yapınca da bakınız insan suresinde ne derler:
“Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Doğrusu biz çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız.” (İnsan suresi9/10)
İşte gerçek inananlar bilirler ki; zenginliği de fakirliği de veren Rabbimizdir.
“Zengin eden de yoksul kılan da O’dur. “(Necm Sûresi 48. Âyet)
İnsana çalıştığının karşılığını verir, ne kadar vereceğini O bilir, O takdir eder. Bazen her şey yolunda giderken, birden iflas ile tüm mal varlığı kaybolur veya “vermeyince Ma’bud neylesin Sultan Mahmut” sözünde de olduğu gibi biz elimizden gelen her şeyi yapsak da zenginlik olmayacaksa olmaz.
İşte burada gönlümüzü rahatlatan bizleri sevindiren, huzur veren, Rasullulah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadisi bizim zenginliğe bakışımızı değiştirir.
“Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.” (Buhârî, Rikak 15)
Allah katında makbul ve ahirette faydası görülebilecek olan zenginlik, mal çokluğundan ibaret olan zenginlik değildir. Gönül tokluğu, Allah’ın kendisi için verdiği rızka razı olma temeline dayanır. Bu da en büyük zenginlik ve izzettir. Gönlü tok olan insan, Allah’tan başka kimseden bir şey istemez, kimseye el açmaz. İlim tahsili ve nefsin kemâli yönünde gösterilen gayretler gerçek zenginliğe kavuşma çabasıdır. Çünkü mal, kısa sürede zeval bulur ama ilim bitmek tükenmek bilmeyen bir hazinedir.
İslâm büyükleri “Dünya elimizde olmalı ama gönlümüze girmemeli” diye ifade etmişlerdir.
Her insanın kalbinden, iyi bir hayat yaşamak, yüksek gelirli bir iş, güzel bir makam, geniş bir ev, araba gibi hayatı kolaylaştıracak güzel imkânlara sahip olmak duyguları geçer. Belki de zengin olma yüksek makamlara ulaşma bazılarında hedef haline de gelebilir. Bunun için de ne olursa olsun, piyangodan da olsa, zengin olayım diyerek haram olan yollara baş vurmak büyük bir yanlıştır.
Asıl sıkıntı işte o zaman başlar ” nasıl olursa olayım, zengin olayım” diyen kişi, sınırları aşar ve yasakları delerek, kul hakkı yiyerek mal sahibi olursa, bu zenginlik ona asla hayır getirmeyecektir.
Rasullulah sallallahu aleyhi ve sellem’in dualarında, aşırı fakirlikten Allah’a sığındığını, bunun için bize dua öğrettiğini de unutmuyoruz. Fakirlik elbette büyük imtihanlardandır.
‘Allah’ım, cehennemin fitnesinden ve azabından, kabir fitnesinden ve azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden ve fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım.’” (Buhârî, Deavât, 46)
Unutmamamız gerekir ki, zenginlik imtihanı da büyüktür.
Riyazussalihin kitabında zikredilen hikâyede üç kişi imtihana tabi tutulur, ikisi kaybeder sadece biri kazanır.
Biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişinin istekleri verilerek olan imtihan ve sonuçları gerçekten çok ibretlidir. Allah azze ve celle’den zenginlik isteyip, bunun hakkını vermeyenler eski hallerine geri dönerler. Kel ve abraş dediğimiz alaca hastalığı olandan hem hastalıkları giderilip hem de onlara mal verilmesine rağmen, melek onlara kendi eski hallerinde dönüp onlardan yardım isteyince, bu mallar bize babamızdan miras kaldı diyerek, gerçeği gizlemeleri, nankörlük etmeleri, nimeti kaybetmelerine vesile olurken; kör ise kendine eski halinde gelen melek ile aralarında şöyle bir konuşma geçmektedir (hadisten okuyalım):
Melek şöyle dedi; (kör bir insan şeklinde gelerek)
- Fakir ve yolcuyum. Yoluma devam edecek imkânım kalmadı. Bugün önce Allah’ın sonra senin sâyende yoluma devam edebileceğim. Sana gözlerini geri veren Allah aşkına senden bir koyun istiyorum ki, onunla yoluma devam edebileyim, dedi.
Bunun üzerine (eski) kör: - Ben gerçekten kördüm. Allah gözlerimi iade etti. İstediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin ederim ki, bugün alacağın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım, dedi. Melek:
- Malın senin olsun. Bu sizin için bir imtihandı. Allah senden razı oldu, arkadaşlarına gazap etti, cevabını verdi (ve oradan ayrıldı).
(Buhârî, Enbiyâ 51; Müslim, Zühd 10)
Bu hikâyeyi her zaman hatırlamak ve nimeti vereni unutmamak gerekir ki sonradan zengin olanlar da ben kendim kazandım, çalıştım, başardım, kendi gücümle elde ettim, diyenlere ders olmalıdır.
Para ile satın alınamayacak şeyler de vardır ki bunlar gerçekten çok önemlidir:
Zaman, parayla satın alınmaz yeter ki kıymeti bilinsin. Gerçek mutluluk, iç huzur, güzel ahlâk, yetenek sahibi olmak, parası çok olamayanların da sahip olacağı güzelliklerdendir.
Para kitap satın alabilir. Öğretmenlerden ücretli özel ders alınabilir, ama asla gerçek bilgiyi satın alamaz. Gerçek bilgi, onu okumak ve yaşamak ile olur.
Rasullulah sallallahu aleyhi ve sellem’in bize öğrettiği duaları ederek, kanaat elbisesini giyinelim.
Rasulullah (صلى الله عليه وسلم)’in öğrettiği duayı bol bol okuyalım.
“Allah’ım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.”
(Riyazü’s Salihin Sayfa 81)
Yine Rasulullah (صلى الله عليه وسلم) buyurmuştur ki;
“Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah’ın kendisine verdiği (ilim ve) hikmete göre karar veren ve onu başkalarına öğreten kimse.” (Buhârî, Zekât)
Eğer mal sahibi isek, gıpta edilecek kişilerden olup, bu malları yine bize veren Rabbimizin yolunda kullanıp ebedileştirelim. İlim sahibi isek de yine Allah rızası için bu ilmi kullanalım, yayalım, hizmet edelim.
Ayrıca, Kur’an’ın da büyük bir zenginlik olduğunu unutmayalım, bu konuda da yine Rasullulah (صلى الله عليه وسلم) buyuruyor:
Kur’an bir zenginliktir ki ondan sonra fakirlik olmaz (yâni ona sahip olan en muazzam bir hazineye sahip olmuştur) ve ondan başka zenginlik de yoktur (yani o ilâhî haznie hiçbir maddî zenginlikle kıyas edilemez).” (Heysemî, VII, 158)
Hangi halde, hangi makamda ve seviyede olursa olsun, güzel olanlara selâm olsun.
Zengini, fakiriyle güzel ahlaklı olanlara, hikmetli bir şekilde bu imkânları kullanıp sorumluluk taşıyıp hesaba çekileceğini unutmayanlara, emaneti koruyup, kanaatli ve hâlinden razı olanlara selâm olsun.
Selâmetle kalın.
Sevgi Yağcıoğlu
24 Aralık 2022 Cumartesi
1 Cemâziyelâhir 1444
Selam aleykum, çok guzel anlatmışsın bir solukta okudum, rabbim hakiki zenginlik nasip etsin hepimize , maddi ve manevi zenginliklerin hakkını verenlerden olmayi nasip etsin ,gönlüne sağlık Allah razı olsun.guzel kardesim
Cok guzel bir yazi icerigi var,yazinin basligindaki gibi zengin bir anlatim olmus ,rabbim bizi aslini unutanlardan eylemesin.Unutursakta etrafimizdan hakkiki dostlarimizi bize uyarici eylesin,vesselam.
Çok güzel bir yazı.Okurken dua ettim.yeni bilgiler öğrendim.Fayda elde ettik
Rabbim sizin için dünya ahiret azığı kılsın💐
Allah razı olsun.